Yüce YARATICI Vardır ve İlmi Sınırsızdır…
İlk yazımızda, Yüce bir Yaratıcının “mutlaka VAR” olduğuna dair ilginç deliller sergilemiştik. Bugün ise o mutlaka var ve VÂCİB-ÜL VÜCUD olan Allah’ın cc, İLMİNİN SINIRSIZ ve her an icraatta olduğunu mütalâa ederek, O’nun Kudretini de çok net anlayacağız inşaallah….
İlk yazımızda, Yüce bir Yaratıcının “mutlaka VAR” olduğuna dair ilginç deliller sergilemiştik. Bugün ise o mutlaka var ve VÂCİB-ÜL VÜCUD olan Allah’ın cc, İLMİNİN SINIRSIZ ve her an icraatta olduğunu mütalâa ederek, O’nun Kudretini de çok net anlayacağız inşaallah.
Son zamanlarda da BARKOT sembolleri, dikkatimi çekmeye başlamıştı.
Bu konuda düşünürken, yine çok önemli ulvî haz ve keyif alarak, çok avantajlı bir tefekkür ufkunun açıldığını fark ettim. Her zaman olduğu gibi, bu konuyu da yine sizlerle birlikte mütalâa etmek istiyorum.
Öncelikle, bana bu ulvî ve avantajlı ufku açan ‘BARKOD nedir’ sorusunu inceleyelim:
Barkot kısaca; genelde dikdörtgen biçiminde olan, birbirine paralel çizilmiş inceli-kalınlı çizgilerden ve bu çizgilerin arasındaki boşluklardan meydana gelen, siyah çubukların oluşturduğu şifreli bir sembole, barkod diyoruz. Barkod da iki bölüm vardır.
- Birincisi bizim gördüğümüz rakamlar;
- ikincisi ise makinenin taradığı çizgiler.
İlk olarak 26 Haziran 1974 tarihinde ABD’nin Ohio eyaletindeki Troy şehrinde Marsh Süpermarket’in kasasında uygulanan bu barkot sembolleri, tüm dünya ülkelerinde öyle yaygınlaştı ki, mucidi N. Joseph Woodland’ı dünyaca meşhur etti.
- Şimdi bir de lâik eğitim sistemlerinde “tesadüfen oluştuğu” okutulan, başka bir şifreli barkot sembole dikkat çekmek istiyorum. Yani parmak izine…
Parmak izi; kitaplarımızda bilimsel olarak şöyle tanımlanıyor:
“..Parmakların son eklemi ve uç kısmındaki kıvrımların meydana getirdiği izdir. İnsan vücudunun tabii hâlinden istifade edilerek bulunmuş ve bugün şahıs tespitinde çok fazla kullanılan bir yöntemdir. Bu özellik insan doğmadan önce genetik olarak oluşmaktadır (!) ve ölene dek değişmez. Parmak izi, deri altı papillerindeki bir tabakada oluşmuştur (!) ve belli biçim, büyüklük ve parmak üzerinde bulunduğu yer itibariyle, çok karmaşıktır. Bu da bizlere, tek yumurta ikizi olan iki bireyin bile parmak izlerinin, aynı olamayacağını göstermektedir.”
- Şimdi lütfen dikkat edelim:
Bir tarafta; 1974’te bir bilim adamının uzun çalışmalar neticesinde bulunmuş olan barkot ve o barkotun mucidi var ve bu konuda ödüle lâyık görülüyor.
Diğer yanda ise Hz. Âdem AS zamanından bu yana var olduğu bilinen ve modern anlamda parmak izi tespiti ve faydalanma konusunda, 1880’lerde fark edilen bir BARKOT var.
Fakat bu barkot; “..kıvrımların (kendi kendine) meydana getirdiği”, “bulunmuş”, “oluşmuştur” veya “oluşmaktadır” gibi tanımlamalarla, sanki tesadüfen oluştuğu vurgulanmakta, mûcidi ise takdir edilmeyi bırakınız, âdetâ perdelenmeye çalışılmaktadır.
Oysa bu barkot öylesine muhteşemdir ve öylesine çok önemlidir ki, tek yumurta ikizi olan iki bireyin bile parmak izlerinin aynı olamayacağı, mutlaka sınırsız bir İlmi, İradeyi, Kudreti ve Gâyeyi gerektiriyor. Üstelik te parmak izi barkodunda; son teknolojide keşfedilen barkodun şifreleri oluşturan kısım gibi, sadece iki bölüm değil, çizgi, boşluk, köprü, çekirdek, çatal, bayır sonu, ada, delta, gözenek adı verilen tam ON (10) bölümü var.
- Biz şimdi sadece bu “SINIRSIZ İLMİN” sağlamasını yapacağız, şöyle ki:
Sizin elinize 2000 kelimelik bir LÜGAT (sözlük) verilse, sizden “bu lügate, içinde olmayan başka ve sadece tek bir kelime eklemeniz” istense, ne yaparsınız?
CEVAP: “Önce, o lügatin içindeki bütün kelimeleri ezberlerim. Sonra da o lügatte olmayan bir başka kelime bulmaya çalışırım” olacaktır değil mi? Zaten bundan başka bir şık da yok!…
- Şimdi 2. tür barkodu, yani “parmak izini” iyice düşünelim:
Şu an dünyada yaşayan 7 Milyar insanın parmak izlerinin, her birinin, birbirinden kesinlikle farklı olduğu, bilimsel bir gerçektir.
Bu gün, dünyaya tek bir bebek daha gönderebilmek için, o YEDİ MİLYAR insanın parmak izlerinin, en ince teferruatına kadar bilinmesi şarttır ki, o bebeğin parmak izi, onlardan farklı olsun.
Oysa her gün şu dünyaya 350 000 insan (bebek) gönderiliyor. Hiç birinin de parmak izleri, ne aynı gün gönderilen 350 000 bebeklerinkine, ne dünyadaki YEDİ MİLYAR insana, hatta ne de ölmüş olan tüm insanların parmak izlerine, kesinlikle benzemiyor.
- İşte bu gerçekler, sadece şu parmak izi barkotu üzerinde bile, Yüce Yaratıcımız olan Allah’ın cc İLMİNİN SINIRSIZ olduğunu ve sadece bu konuda, her ân (350 000:24:60:60=1 saniyede 4 kez) tecelli ettiğini ispat ediyor ve “Lâ İlâhe İllellâh” yani “Allah’tan başka ilâh yoktur” diye haykırıyor.
- Aksi halde, bu parmak izi şifresi mutlaka bozulurdu.
Aynı zamanda, tüm insanlarda şifre yerine geçen, “ses” barkotlarını, “simâ” barkotlarını, “göz retina” barkotlarını ve hele hele özellikle de “DNA” barkotlarını hesaplayarak düşünebilirseniz, Allah’ın cc İLMİNİN SINIRSIZ olduğunu idrak ederseniz, ne mutlu size.
- Çünkü o zaman, bu konudaki hazzın, zevkin ve tefekkürün zirvesine ulaşacaksınız…
Vesselâm…
ZİYARETÇİ YORUMLARI
BİR YORUM YAZIN